Dilara Pamuk: Ölene dek yazmak istiyorum

admin

 Nasıl başladı yazma serüveniniz?

– Okumayı çok sevdiğim için olabilir… Çok küçük yaşta şiir yazmaya başladım. Babam yazardı ve ona özenirdim. Amcam da tiyatrocu. Oynadığı oyunlarını kendi kaleme alırdı ve provalarına bazen beni de dahil ederdi. Yaptığı şey inanılmaz ilgimi çekerdi. Bir diğer amcam da müzisyen, şarkı sözlerini kendi yazardı. Hep bir şekilde sanatla bağım vardı.

Ailenizin ve aldığınız eğitimler size ne kattı? Bütün o eğitimleri almasaydınız yine de gelir miydi “Maça Kızı 8”in başarısı?

– Aileme, bu konuda daima çok şey borçluyum. Beni hep destekledikleri ve bana hep inandıkları için. Kitaplara duyduğum sevginin bana küçük yaşta aşılanmasını sağladıkları için özellikle. Annem ve babam da kitap okumayı çok seviyorlardı.

Ya eğitimler?

– Yaşanılan sıradan bir günün bile kalem üzerindeki etkileri düşünüldüğünde, eğitimlerin olumlu katkısı yadsınamaz bir gerçek. Kendimi bildim bileli bir şeyler karalıyordum ama eğitim aldıktan sonra, daha bilinçli bir yerden, ne yaptığımı bilerek yazmaya başladım. Ve içgüdüsel olarak, zaten yaptığım bazı şeyleri neden yaptığımı anladım. “Maça Kızı 8”i yazmaya başladığımda henüz eğitim almamıştım.

SENARYONUN MATEMATİĞİ VARDIR

Yazarlığınızın ne kadarı yetenek ne kadarı eğitim?

– Bence hikâye kurmak yetenek işi, yazmanın ise belirli bir matematiği olduğu için eğitimini almak kalemi daha iyi bir hâle getiriyor. Özellikle senaryo yazmak, roman yazarlığından farklı olarak, matematiği olan bir şey. Ana hikâyenin akışı, akslar arası denge, sahne dinamiği falan derken aşırı bir deneyim istiyor. O yüzden yetenek olmazsa olmaz ama eğitim de çok önemli.

Yarattığınız karakterlerle aranızda zamanla sempati gelişir mi, yoksa hepsine eşit uzaklıkta mısınız?

– Hepsine eşit mesafede kalmanın, içgüdüsel bir refleks olduğuna inanıyorum.

DİZİLER ROMANLARA GÖRE DAHA ULAŞILABİLİR

“Maça Kızı 8”in dünya çapında bir diziye çekilmesini ister misiniz?

– Doğru olduğuna inandığım zamanda ve tüm koşulların içime sindiği şekilde… Aslına bakarsanız böyle bir hayalim de var.

Senaristlik ve roman yazarlığı birbirine yakın görünse de farklı beceriler ister. Hangisi hangisini daha çok destekler?

– Roman yazarlığı, senaryo yazarlığına daha büyük bir katkı sağlar. Çünkü bir senaryo yazarının durmaksızın yeni hikâyeler üretebiliyor olması gerekir. Süresi 21 dakikayı aşan dizilerin bir bölümünde, bazen bir roman konusu olabilecek hikâyeler işlenir çünkü.

Bir senarist olarak dizilerin, okuru kitaptan ve okuma disiplininden uzaklaştırdığına katılır mısınız?

– Hayır. Çünkü dizi izlemenin yeri ayrıdır, kitap okumanın da… Birini bir diğerine tercih edemem. Dizi izlemek daha kolay geliyor olabilir birçok insana, bunu çevremde de gözlemliyorum. Ama yine aynı şekilde, sevdikleri tarzda bir romanla karşılaştıklarında, onu da çok sevebildiklerini de görüyorum.

Bence aslında kişinin kendi için doğru kitabı bulması, doğru diziyi bulmasından daha zor olduğu için böyle oluyor. Çünkü diziler, romanlara göre daha ulaşılabilir.

SADAKATSİZ’İ KEMAL HOCA İLE YAZDIM

“Sadakatsiz” dizisi büyük ilgi gördü. Bu başarıda elbette sizin de katkınız var. Diziyi izlerken “Ama ben burayı böyle mi yazdım, şöyle çekilseydi daha iyi olurdu” dediğiniz oldu mu?

– Bir yazar her zaman, “Ama ben burayı böyle yazmıştım…” diyecektir, bu kaçınılmaz. Çünkü hayal ettiğin resmin gerçeğe dönüşmesi asla bire bir olamayacaktır. Ancak dizi yazmak böyle bir şeydir zaten, yönetmen de yapımcı da oyuncu da kreatif anlamda kendinden bir şey katar bir diziye. Siz de her profesyonelden beklendiği üzere kolektif bir işin parçası olduğunuzu bilerek hareket edersiniz.

“Sadakatsiz” iki farklı kalemden çıktı. İki farklı kalem birbirine nasıl uyum sağlıyor?

– Kalemlerden biri, onca zaman yol arkadaşlığı ettiğim ve kendisinden çokça şey öğrendiğim Kemal Hamamcıoğlu… Birbirimizi tanımamızın getirdiği bir güvenli alanın içindeydik. Onun en iyi yanlarıyla benim en iyi yanlarım birleşiyordu yazarken ve yalnız da değildik, ekibimiz vardı. Elbette bazen fikir çatışmaları oluyordu. Ama Kemal Hoca, sırf tutkuyla savunduğum fikirleri uzun uzun dinliyor ve bana sonsuz bir alan açıyordu. Bunun için her zaman ona minnettar kalacağım.

SİNEMA FİLMİ PROJESİ VAR

◊ Dilara Pamuk’un kaleminin ucunda neler biriktiriyor?

– Bunu her zaman söylüyorum, hayatımın her anında roman yazmak istiyorum, mümkünse ölene dek. Ve pek tabii dizi yazmaya da devam etmek isterim. Henüz kesinleşmemiş birkaç proje var, hatta uzun vadede bir sinema filmi… Ama şimdiden spoiler vermeyeyim.

 

 

Yorum yapın